Astrolojide elementler yazıma başlamadan önce şunu belirtmek isterim ki, ülkemizde çok fazla bilgi kirliliği var. Elementler hakkında yaptığım araştırmalardan edindiğim bilgileri kaynak belirterek gördüm ki bir çoğu kulaktan dolma bilgilerle, sadece İngilizceden çeviriler ve dağınık bilgiler vermeye çalışmış burada amacım kimseyi eleştirmek değil aksine okuyucuların ve öğrencilerin dikkatini çekmek konuları biraz daha derin araştırmasını sağlamaktır. Her yazarın, hocanın söylemlerinin yada bilgisinin doğru olmadığını, sizlerin doğrusunu öğrenmekle ve araştırmakla mükellef olduğunuzu düşünüyorum. Buna kendi yazılarımda dahildir. Simya ve astroloji için en önemli konuların başında gelen elementler hakkında, bulabildiğim en eski ve doğru kaynaklar ışığında yazmaya çalışacağım. Bu yolculuğa çıkarken Sokrates’in şu sözünü kendime ilke edindim “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” birazdan okuyacağınız metin bir çok temel kaynaktan alınma bilgi ve referanslar ile uzun çalışmalar sonucu yazılmıştır. Yolunuzu aydınlatması dileğimle keyifli anlar.
İnsanoğlu gelişim gösterdikçe dünyaya zuhur etmiş varlığını çözmeye çalışmıştır. Elementleri eski çağ mitolojilerinden, tüm inanışlarda, zamanın felsefecileri, tasavvuf ehilleri ve günümüzün popüler bilimi olan psikolojide de karşılığını çokça görmekteyiz. Emin ki bu konuda insanlardan gizlenen yada gün yüzüne çıkmamış birçok yazıt ve eser bulunmaktadır. Konuyu öncelikle bilinen en eski kaynaktan başlamak ve kronolojik sıra ile izah etmek isterim. Çünkü bahsedeceğim konular çok fazla çarpıtılıp birbirleri ile harmanlanıp okuyuculara farklı bir algı oluşturulduğunu gözlemliyorum. Hinduizm inanışının yani dininin kutsal kitabı olan Bhagavad Gita’dan başlamayı doğru buluyorum. Sebebi ise hem bu konunun en eski kaynağı hem de ülkemizde bir felsefe ve yaşam biçimi olarak lanse edilen, aslında bir din olan, en çok bilgi kirliliği olduğunu konu olduğu için. Kitap tamımı 700 mantra-ayetten oluşmuştur. İçerisinde Sanskritçe yazılı 700 Mantra yani dua-ayet vardır. Hindistan’da resmi olarak kabul gören 22 dilin içerisinde, Sanskritçe yoktur çünkü çok eski bir dil olup günümüzde anlaşılabilirliğini kaybetmiştir ve konuşma dili değildir. Dolayısı ile çok karmaşık ve anlamlandırmak bir o kadar da zordur. Bhagavad Gita kutsal yazıtların M.Ö. yaklaşık 3000-3500 yıllarında yazıldığı söylenmekte ve kitabın sadece 4 rahip tarafından yorumlamasına izin verilmiştir. Konumuzu çok dağıtmadan hinduizmin kutsal kitabından elementleri inceleyim.
Bhagavad Gita’ da bulunan 7. Fasılın 4. Mantrasında(Ayetinde) maddi alemin ve dünyanın yaradılışının 8 Maddenin birleşiminden oluştuğunu, insanın 4 Elementi Bhümih= Toprak, apah= su, analah=ateş vayuh=hava olarak bahsetmiş ve sıralamanın sonuna eter, akıl, zeka ve nefs den oluştuğunu ekleyerek anlatmıştır.
Bhagavad Gita’ kutsal kitabının 14. Faslının 5. Mantasında varoluşun niteliklerini 3 e ayırmıştır. Sattavam = erdem = ÖNCÜ Rajah = ihtiras = DEĞİŞKEN tamah = cehalet = SABİT tüm canlı varlıkların doğa ile irtibata geçtikten sonra bu üç hali ve 4 elementi aldığından bahsetmiştir. Ve kendi arasında bir döngüsünün olduğunu anlatmıştır.
Özetle Bhagavad Gita’da 2.28 de insan tezahüründe maddi hale gelmeden önce etherden oluştuğu ve etherden havanın oluştuğu havadan ateş oluştuğu ateşten su oluştuğu sudan da toprağın oluşarak tezahürü tamamlayarak tekrardan bu döngünün devam ettiğini yazmıştır.
“Bir çok vedik astrologu elementleri Sanskirtçe’den yada Hindu dilinden türemiş başka anlamlarda kullanılan farklı anlamlara gelen kelimeleri kullanmaktadır .” Sizde konuyu mutlaka araştırın.
Çin felsefesinin de yapı taşı olan yang eril, pozitif durumdadır ışığı temsil eder Ateş ve havayı içine alır, yin dişil, negatif durumdadır karanlığı temsil eder su ve toprak olarak geçmektedir. Hinduizm, Budizim, Şamanizim gibi Tibet inanışlarında ve Tüm ezoterik ilimlerin kökeninde elementler yatmaktadır. Enerji astrolojisinde ve simya astrolojisinde elementleri anlamak simyanın oluşmasını sağlamanın birinci adımıdır.
Antik yunan kaynaklarda MÖ 500-MÖ300 arasında yaşamış bilim, felsefe, tıp insanları elementlerden mizaçlar olarak bahsetmiş yaşadıkları zamanın modern tıbbını bu temeller üzerine kurmuştur. Tıbbın babası olarak bilinen hipokrates, humorim teorisi üzerinde çalışmaktaydı. Antik yunan biliminde Humorizm mizaç kavramını ilk ortaya atan zamanın en iyi tıp bilimcisi kratonlu Alcmaeon aynı zamanda astroloji ile uğraşmaktaydı. Ortaya attığı kavram hastalıkların mizaç dengesizliğinden kaynaklanmasıydı mizaçları 4 de ayırarak Blood=kan Yellow Bile= Sarı Safra Black Bile = Kara Safra Plegram= Balgam şeklinde ifade etmiştir. Daha sonra Hipogrates, Aristotales ve Empedokles bu çalışmalara büyük katkılar sağlamıştır. Antik yunan biliminde Empedokles mizaçların tümünü Arkhe olarak nitelendirmiş ve bunları da 4’de ayırmış Ateş, Toprak, Hava, Su şeklinde isimlendirmiştir. “Ülkemizdeki birçok astrolojik kaynakta kitaplarda ve yazılarda mizaçları yada elementleri ilk olarak ortaya atanın Empedokles olduğu yazmakta öğretilmektedir.” Bu bilgi tamamen yanlıştır. Yazılı en eski kaynakların doğu kültüründe olduğunu görmekteyiz.
Ezoterik öğretilerden, dini inanışlara kadar karşılık bulan elementleri sadece madde olarak algılamak; kimya laboratuarında ruhun varlığını ispat etmeye çalışmak gibidir. Okült ışıklarını ve yunan mitlerini bir kenara bırakarak biraz daha farklı bir bakış açısı ile bakacak olursak, en yakınımızdaki rehber olan kutsal kitabımız Kuran’daki ayetleri inceleyebiliriz. Enbiya Suresi 30. Ayet de “ her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi ?” Al-ı İmran Suresi 59. Ayette “ Îsâ’nın durumu Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan var etti ” Bu iki ayette açık olarak insan bedeninin sudan ve topraktan yaratıldığını bir başka ayette ise Hicr Suresi 29. Ayet “ona ruhumdan üflediğim vakit “ İnsanoğluna Allah’ın sonsuz yaşam enerjisinin yani nur’u üflendiğini açıkça söylenmektedir. Elementlerin yaşam formunda olan tüm varlığın kökeninde ne kadar büyük rol oynadığını buradan da anlamaktayız. İslam tarihinde şifa ilminin yayılmasını sağlayan en önemli mihenk taşı olan üstat ibni sinanın eserlerinde elementler insan mizaçları olarak ele almıştır. Mizacın sırlarının anlaşılması kişiye şifanın kapılarını aralamasını sağlamaktadır. İbni Sina Eserlerinde mizaçları ateş, toprak, hava ve su olarak 4 de ayırmıştır kullandığı tedavileri kişinin mizacına göre belirleyip uygulamaktaydı. Simyanın, şifanın kökünde mizaçlar yani elementler vardır. Mizaçları anlamak derinlerine inmek sırlarını çözmek yaratanı ve var oluşu çözmeye giden en büyük kapıdır.
Günümüzün popüler bilimi psikoloji ekollerinde de kullanılan elementlerin, en büyük örneklerinden biri olan analitik psikoloji okulunun kurucusu İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung araştırmalında elementlere atıfta bulunmuştur. Ezoterik astroloji başta olmak üzere ortaçağ astrolojisinde de kullanılmıştır. Elemenler simyanın ve astrolojinin en önemli yapı taşlarını oluşturur. Doğum haritasını incelediğimiz kişinin mizacını anlamakta ciddi ip uçları veren elementler 4 ayrı gruba ayrılmıştır. Bunlar modern astrolojide ateş, toprak, hava, su olarak isimlendirilmiştir. Dünyayı deneyimleme yolu olarak betimlenen elementler ateşin dünyada kendimizi aktif bir şekilde ifade etmek, toprağın dünyayı fiziksel olarak deneyimlemek , havanın düşünsel ve algılarımızla deneyimlediğimiz, suyun ise duygularla deneyimlendiği alan olarak ifade edilmiştir. Jung Psikolojisinde tarif ettiği dört fonksiyonla örtüşmektedir. Sezgi, duyum, düşünme ve his.
Kişinin doğum hartasındaki elementlerin dağılımı davranış, kişilik, olaylara bakış açısı, kişinin dünyayı algılaması gibi çok önemli unsurları hızlı bir şekilde yorumlamamızı sağlamaktadır. Her insanın içinde barındırdığı enerjiyi ve bilinç yapısı hakkında bilgi verir. Elementler astrolojinin temelini oluşturan en önemli kavram olduğunu bilmek bu konuyu iyi anlamak ve sadece maddesel değil mana aleminden de değerlendirmek gerekir. Kişinin yansıttığı enerji ve oluşturduğu titreşimlerin belirlenmesini sağlar.
Elementler dörde ayrıldığı gibi bu dört unsur kendi içinde 3 ayrılmaktadır bunlar öncü, sabit, ve değişken olarak nitelendirilir. Buda elementlerin yansıttığı enerjin nasıl hareketle kullanıldığı hakkında bilgi vermektedir. Kişinin hayatı algılamasından bir noktada olayları başlatmasına kadar bir çok detayı anlatmaktadır.
Ateş ve Hava yukarı doğru eğilim gösterirken toprak ve su yer çekimine dayanamaz aşağı doğru çekilir birbirlerinin zıttı olan elementler aynı zamanda birbirlerini tamamlamaktadır. Tüm elementler bütünün birer parçasıdır. Evrenin doğanın insanın kısacası tüm yaratılışın temelini oluşturmaktadır. İnsan üzerindeki etkilerini anlamak için her insana yansıttığı enerjileri anlamak gerekmektedir. Gezegenlerin yükselenin ve ışıkların bulunduğu burçlara puanlama yaparak kişi üzerindeki enerjilerin seviyeleri ölçümlene bilir yapılan değerlendirmede hangi enerjiyi daha çok yansıtıyorsa kişinin mizacı davranışları o yöndedir.
Zodyak burçlar kuşağını 4 elementte ayırmaktayız koç burcundan başlayan ateş elementi toprak elementi olan boğa burcu ile devam etmekte, hava elenti olan ikizler burcu ve su elementi olan yengeçle ilk dörtlü döngüyü tamamlamaktadır. Zodyak’daki burçlar ve elemenler kendi içlerinde sonsuz bir döngüye sahiptir. Yani ruh ateşle başlayan tekamülünü su ile tamamlamaktadır. Döngüsüne tekrar ateş elementi olan aslan burcuna toprak elementi olan başak burcuna hava elementi olan terazi burcuna ve su elementi olan akrep burcunda bir döngü daha tamamlanır ardından tekrar ateş elementi olan yay burcundan yeni bir döngü başlatır oğlak burcuna yani toprağa sonra kova burcuna yani havaya son olarak da balık burcu su elementinde son bulur yeni bir döngü başlatmak için yine sona gelinmiştir.
Ateş Elementi olan burçlar Koç, Aslan ve Yay burçları liderlik özellikleri başlatma enerjileri, ön planda olmaları ile karizmatik ve etkileyici tavırları her yerde ilgi odağı olmalarına sebep olmaktadır. Coşku, inanç, enerji veren ve yayılma eğilimindedir. Ateş elementine sahip burçlar genellikle dürtüsel davranır özellikle koç burcu her anlamda kendini ön plana atmayı sever öncü niteliktedir ve düşünmeden hareket eder bir sonraki tekamül olan aslan burcu koç burcunun ikinci versiyonu gibidir. Liderlik sahnede olma ilgi görme ve göstermeyi sever sabit niteliktedir esnemeyi sevmez koç burcuna göre bencil davranışları baskılamıştır. Ateş elementi burçların son tekamülü yay burcu ne koç burçları ne de aslan burçları gibidir değişken nitelikte olan yay burçları bir davranış sergileyecekse altını doldurmak ister koç ve aslan burçlarındaki ego bastırılmıştır yerini bilgi, deneyim ve felsefeye bırakmıştır.
Toprak elementi olan burçlar boğa, başak ve oğlak burçları hayatlarındaki her şeyin sağlam temeller üzerine kurulmasını isterler daha başka kişilerden etkilenmek yerine daha önce denenmiş ve onaylanmış olanın üzerine giderler macera onlara göre değildir maddenin farkında ve maddesel metalar daha ön plandadır. Toprak elementi bir sınırlanma, sınırlar çerçevesinde deneyimin göstergesidir. Maddesel bir deneyimin içinde sıkışan ruh kendini ifade şekli güven hissini ve sahip olduğu bedeni korumanın, bedenin ve ihtiyaçları üzerinde yoğunlaşmıştır. Özellikle boğa burçları bedensel zevkle, sanatla, estetikle iç içedir. Toprak elementinin sabit burcu olan boğa tutucu bir tavrı vardır. Başak burcu sağlamlığın yanında değişken niteliktedir analitik düşünceyi ve detayları önemser. Boğa burçlarından ayıran en önemli analitik düşünce yapısı ve değişmektir. Toprak elementinin öncü burcu olan Oğlaklar boğa ve başağın tüm özelliklerinin yanına liderlik vasfını eklemiştir. Sağlam temeller üzerine kurulu toprak elementi burçlar arasında en savunmacı olandır. Boğa burcunun sabitliği, başağın değişkenliği yerini öncü enerjiye bırakmıştır.
Hava elementine sahip burçlar İkizler, Terazi ve Kova burçlarıdır. Hava elementindeki burçlar genel olarak iletişim, paylaşma, öğrenme, öğretme ve hayal gücü ile ilişkilendirilir.Hava grubu insanı insanlara eşit mesafe koyar. Olayları ve yaşamı objektif olarak değerlendirirler bütünü görmeye çalışır akıl ve mantıkla karar almaya çalışırlar akılla yapılan her iş onlar için uygun olabilir. Hava elementi Ateş kadar olmasa da ego ile ilişkilendirilebilmektedir. Hava elementinin en değişken yüzüdür ikizler burcu etkili ve güzel sözler söyler, konuşma ve iletişim çok güçlüdür, yazı yazma, bilgi alma, bilgiyi toplama ve öğretme konusunda zodyak’da ki en başarı burç diyebiliriz. Hava grubunda öncüsü olan terazi burcu ilişkiler ve arkadaşlıklar anlamında başlatma enerjisine sahiptir. İlişkilerde uyum içinde olmayı seçer. Genel olarak en sosyal grup hava grubudur. En kolay ve hızlı iletişim kurulacak kişiler arasındadır. Kova ise hava elementinin sabit burcudur hümanist ve arkadaşcıl yaklaşımları ile dikkat çelerler.
Su elementine sahip burçlar yengeç, akrep, ve balık burçlarıdır. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi su yaşamın ve yaratımın kaynağının başında gelmektedir. İyileşme duygusal tepki empati ve hislerle ilgilidir. Su grubu genel olarak doğumla, ruhla duygularla merhametle şifa ile derinlikle ilgilidir daha çok dışa değil içe yönelim gösterir. Eskide yaşamak tutuculuk Sorunların çözümünü kendi içinde, içe çekilerek derinlerde çözmeye çalışır. Kuşkusuz su verilmeyen topraktan bitki çıkması beklenemez değil mi ? Zodyaktaki konumu ile su elementinin öncüsü olan yengeç burçları hayat veren doğuma sebep olan yani anneyi temsil etmektedir. Dolayısı ile güçlü bağlar kurarlar çoğu zaman rasyonellikten uzaktırlar onları daha çok akıl mantık yerine duyguları ve hisleri yönetir. Su grubunun sabit burcu olan akrepler bilincin gizemini çözmeye hatta tüm varoluşun gizemi ile ilgilene bilirler. Tutucu ve tutkulu tavırları iç dünyaları ve bilinç dışı deneyimleri ile bilinmeyenin arasını araştırmaktan çekinmezler. Su elementinin son burcu ve değişken yapıya sahip olan balık burcu sanatla bağlılıkla bağımlılıklarla ilintilidir bazen bir insana bağımlı olabildikleri gibi maddesel yada mana anlamında değişik inanış ve bağımlıkları olabilir. Değişken ve hassas yapıda olmaları ve yaptıkları içsel yolculuklarda kendilerini bulmalarını sağlamaktadır.
Şöyle ki elementleri incelerken tek bir burç yada göstergeye bakmak doğru değildir. Natal harita üzerinde gezegenlerin konumları ve burçları hesaplanarak kişinin mizacı belirlenir. Element hesaplamasını bir sonraki yazımızda değineceğiz. Yani baskın olan element kişi hakkında çok fazla fikir verecektir. Ayrıca karma astrolojisinde kişinin karması ile alakalıda bilgilerde sunacaktır. Sonuç olarak elementler hala bir bilim olarak kabul edilmeyen astrolojinin temellerini oluştururken tıptan fiziğe kimya ve hatta psikolojiye kadar bir çok bilimin başlangıcını ve temelini oluşturmaktadır. Astrologlar çoğu zaman ilişkilerde element dengesini ele alırlar çünkü kişinin mizaçlarının uyması, elementlerin birbirini tamamlaması, zıtlıklar ilişkiler açısından önemli yer tutmaktadır dolayısı ile ilişki haritaları yani sinastri haritalarında önemli elemenleri ve element dengelerini incelemek gerekmektedir. Genel olarak elementlere bir giriş yapmış olduk daha sonraki yazılarımızda elementleri tek tek ele alıp burçlar üzerindeki ektilerini anlatarak daha detaylı şekilde anlatmaya çalışacağım.